MUHTEVİYAT ALBÜMÜ

23 Temmuz 2013 Salı

ANADOLU ROCK

Uzunnn bir aradan sonra gene sizlerle beraberim.sanırım  bu ara için özür dilemeliyim.Blogu henüz açmışken  bu ara olmadı ama öğrencilik işte ne yaparsınız.Affınızı reca ediyorum.

   Bugün hep beraber anadolu rock'dan ve anadolu rockçılardan dem vuralım istiyorum
Bu toprakların dünyaya kazandırdığı çok kıymetli  ve çok zengin bir müzik akımı anadolu rock.Sözler müzikler ve şarkıları icra eden en kıymetli isimler yanyana gelince,bir de bu topraklardan olunca tadından yenmiyor işte.
   Altmışlı ve yetmişli yıllarda dünyayı saran(özellikle the beatles fırtınasıyla oluşan) rock müzik rüzgarına  verilen istemsiz bir tepki belki  Anadolu rock.Dönem psikolojisi gereği,milli değerleri müziğe katma arzusu ,rocka olan ilgiyle birleşince ortaya baba bir yeni akım çıkmış oluyordu,Anadolu rock.(Öncesi için de birkaç  şey söyleyelimAnadolu rock'a cesaret ve start veren akım aslında anadolu pop.Ortaya çıkışınıTülay German'a ve onun katıldığı bir yarışmaya borçluyuz.Burçak tarlasıyla ortalığı kasıp kavurmuştur o sıralar.Daha sonra Erol Büyükburç bu alanda pek çok  eser veriyor.İlerleyen zamanlar da bu akım rock müzisyenlerinin dikkatini çekiyor ve kendileri de bu alanda çalışmalara başlıyor

Anadolu rock'ın babası olarak da Moğolları görüyoruz.Erkin Koray,Cem KaracaBarış Manço,Ersen ve Dadaşlar,Üç Hürel,Edip Akbayram,Bunalım diğer baba isimler.Ama her ne kadar bu isimler kadar ön plana çıkmasalar da var olmuş ve yukarıda isminin saydığım isimlerle işbirliği içinde,enfes işler çıkarmış isimler,gruplar var.Kaygısızları anmadan Barış Manço,Apaşları anmadan Cem Karaca eksik kalır diye düşünüyorum.her ne kadar daha sonra yolları ayrılmış olsa da  beraber üretkenliklerinin sınırlarını zorlamışlardır.

   Yeni bir şeyler ortaya koymak güzel olduğu kadar da zordur.Dolayısıyla sanatçılar hem tarzlarını üretmek hem de benimsetmek için çıkan pek çok zorlukla başa çıkmak zorunda kalıyorlar bu dönemlerde.Milli değerlerden,kültrel elementlerden yararlanmak güzel ama zamanın koşullarından ve toplumsal gerçekliklerinden etkilenmemeleri,hele hele siyasi tarafları ağır basan sanatçılar için zor.bunların başında cem karaca geliyor.Yaptığı vurucu şarkılar sansür engeline takılıyor haliyle.Namus Belası plağa basıldıktan hemen sonra radyo tarafından çalınamaz bulunuyor ve yayınlanmıyor.Yetmezmiş gibi bir de plakları toplatılmaya kalkılıyor ama televizyonda şarkıyı okuduktan sonra  çok tutuluyor.(Haa sansür yemiş bir şarkı nasıl televizyonda okunuyor orasını ben de biliyorum.)
   Altmışlar ve yetmişler de ortalığı kasıp kavuran anadolu rock bugünün efsanelerini doğurmuş,adı hiç ölmemiş ölmeyecek isimleri var etmiştir.Bugün devam ettrilmeye çalışılsa da o eski tadı vermediği bariz bir gerçek.O zaman biz de eskileri dinleyelim dinleyelim,müziğin dibine vuralım